Cem Yılmaz Çocukken ..
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Cem Yılmaz Çocukken ..
-Ben çocukken çok salaktım. Edip Akbayram'ın ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için "Edi Pakbayram"dı.
-Ablama, "Nasıl olup da koca bir günü canın sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?" Demiştim. "Büyüyünce insanın canı sokakta oynamak istemez ki" cevabını vermişti.
Uzunca bir süre büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, "Canın sokakta oynamayı istiyor mu?" diye sormuştum.
-Sabahları kalktığımda aklımın hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim.
-Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydı. Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için
televizyon başına geçti. Kendimi ekranda görünce, "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaşlarına boğulmuştum.
-"Geri vites" kavramım yoktu. Şöför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
-Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma kulahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da kulahların sivri kısımlarını
yemem. Çöpe atarım.
-Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum.
-Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardi. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canım yansa
bile hiç sesimi çıkarmazdım.
-Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. [Anaa Lan siyah ve yeşil zeytin aynı ağaçta mı yetişiyo.. Lan ben de başka ağaçLar sanıyodum.. Ne cahiLmişim
Lann.. ]
-Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardeşi" Kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım.
-Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım. Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı
beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu. Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim.
"Annem" yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karşısına geçtim.
Beni o halde görünce ağlamaya başlamıştı.
-Madonna ile Maradona'yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, "Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı, biri müziğin kraliçesi" derdim.
-Birinden özür dilediğim zaman Allah'ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen "dilediğim özrü" geri alırdım.
-Kurban Bayramı'nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım. Uçakların dış yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu'nun topladığını düşünüyordum.
Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.
-"Gil" diye konuşanları fakir zannederdim. [Ben GiL diye konuşanLarı köyLü sanıyodum]
-Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, "Sıhhatler olsun" lafını "Saatler olsun" diye anlardım. Bunun da, "Banyoda amma çok kaldın" gibi bir şey demek
olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, "Sağol" dediğini merak ederdim. "Ne kibar kadın, derdim." [Ben de SaatLer oLsun
sanıyodum Lan bunu okurken öğrendim.. xSxDxP ]
-Ablama, "Nasıl olup da koca bir günü canın sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?" Demiştim. "Büyüyünce insanın canı sokakta oynamak istemez ki" cevabını vermişti.
Uzunca bir süre büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, "Canın sokakta oynamayı istiyor mu?" diye sormuştum.
-Sabahları kalktığımda aklımın hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim.
-Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydı. Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için
televizyon başına geçti. Kendimi ekranda görünce, "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaşlarına boğulmuştum.
-"Geri vites" kavramım yoktu. Şöför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
-Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma kulahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da kulahların sivri kısımlarını
yemem. Çöpe atarım.
-Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum.
-Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardi. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canım yansa
bile hiç sesimi çıkarmazdım.
-Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. [Anaa Lan siyah ve yeşil zeytin aynı ağaçta mı yetişiyo.. Lan ben de başka ağaçLar sanıyodum.. Ne cahiLmişim
Lann.. ]
-Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardeşi" Kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım.
-Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım. Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı
beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu. Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim.
"Annem" yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karşısına geçtim.
Beni o halde görünce ağlamaya başlamıştı.
-Madonna ile Maradona'yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, "Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı, biri müziğin kraliçesi" derdim.
-Birinden özür dilediğim zaman Allah'ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen "dilediğim özrü" geri alırdım.
-Kurban Bayramı'nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım. Uçakların dış yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu'nun topladığını düşünüyordum.
Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.
-"Gil" diye konuşanları fakir zannederdim. [Ben GiL diye konuşanLarı köyLü sanıyodum]
-Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, "Sıhhatler olsun" lafını "Saatler olsun" diye anlardım. Bunun da, "Banyoda amma çok kaldın" gibi bir şey demek
olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, "Sağol" dediğini merak ederdim. "Ne kibar kadın, derdim." [Ben de SaatLer oLsun
sanıyodum Lan bunu okurken öğrendim.. xSxDxP ]
Bill_Püren- Yeni Üye
- Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 03/09/09
Yaş : 29
Geri: Cem Yılmaz Çocukken ..
aynen bende bu şekilde öğrendim. gerçekten bayağı salakmış paylaşım için sağol
etna- Yeni Üye
- Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 18/09/09
Yaş : 29
Nerden : bursa
Geri: Cem Yılmaz Çocukken ..
ya ben bunu ilk okuduğumda bi etkilendim bi etkilendim ..
oturdum ben küçükken çok salaktım die bi şey yazdım ..
ama benm ki cemciğim ki kadar güzel olmadı ya ..
oturdum ben küçükken çok salaktım die bi şey yazdım ..
ama benm ki cemciğim ki kadar güzel olmadı ya ..
selen_06- Normal Üye
- Mesaj Sayısı : 233
Kayıt tarihi : 06/12/09
Nerden : Ankara
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz